14 Kasım 2010 Pazar

Saga yazmayi biraktim, seni yaziyorum yetmez mi?

yazmaktan baska hicbirsey gelmiyordu elimden
seni yazmayi da henuz bitirmemistim,
eski bir ilkokulun bahcesinde denize karsi oturuyorum,
arkamdan,
sirtima vuran bir isik beliriyor,
Isa olmali
yanildigimi anlamam bir iki saniye aliyor,
arabanin motor sesi

hava nemli,
sigaram tuzlu,
bir yaprak bile kimildamiyor
bugun Zafer Bayrami
herkes kendi bozgununda
yazarken kacinilmazi
elimde adini bilmedigim bir sairin antikacidan aldigim gunlugu
her kosesine notlar dusulmus

durup durup hastalaniyorum,
Nobetci Doktor Nejat'a goturuyorlar beni
camlarla cevrili bir bahcede sigara iciyor
seker bir doktor
surekli gulumsuyor,
tanidik ama bilinilmeyen
eski bir plak caliyor muayenehanede
Mina olmali,
kapi onunde yasli bir yoruk kadin
Ida daglarinda soluyan teni
parlak, saglikli
bana yanasarak
oglum bir asaya ihtiyacim var diyor
ben kendi derdimi unutuyorum
onun hikayesi agir basiyor
bobrek agrimdan
gozlerimdeki yas anlamsizlasiyor
Nejat
siz ona aldiris etmeyiniz diyor ,
ve onu baska bir noktaya aliyor
ikisinin arasinda birsey var
gozleri sasirtmayi sevmiyor
ama bunu hep basariyor
elinde olmaksizin
tipki elinde olmaksizin Hipokrat oluyor,
tipki elinde olmaksizin lavanta kokuyor
tipki elinde olmaksizin Dantevari.......

kafam bi dunya ya,
ben benimleyim ya
yoruk kadin aklimda ya
ustune icim gidiyor biryerlere
benimkisi bahane

bir Dejavu olgusu yanibasimda
Nejat yinede gulumsuyor
kulagima sen canini sikma
biz ona goz kulak oluyoruz diyor

ikinci cihan harbinden kalma bir sedyeye uzaniyorum
elini tutuyorum
o an
o anliyor
elinden hicbirsey gelmiyor

gozlerim kapali,
hersey durmus,
disaridaki sesleri algilayamiyorum

bir yaz aksamindan asagi kalmayan bir ilkyaz
yuksek sesi ve egosu olan bir sairin evinde
tanismistik
biz ozensiz, ozentili yaratiklar icinde
guluyordk olan bitene
aldirisssiz yeni yetme gunlerinde....
o tibbiyede
bense Sanayii Nefise Mektebinde
okuyup gidiyorduk

Dr.Nejat,
yedi eylul yetmisbes,
Karsiyaka dogumlu,
annne adi Tomris
baba adi Turan
Mubadeleyle gelmisler
bildigim teksey bu
bana benzer

simdi bir oglu var
Ege,
bir de kizi Defne

hic konusmamistik o gece
o geceye ait hatirladigim Rimbaud dizeleri
Sir Lawrence Alma Tadema portreleri icime vuran
Pre-Raphelite bir geceydi
bende garip takintilar
onda tasikardi vardi
ve bu benim hosuma gidiyordu

oylece geciyordu o yaz
ta ki birbirimizden haberdar olana dek

o ana dek biz olmaksizin gecirdigimiz gunlermiz batmamisti birbirimize
o hic bilmiyordu Midilli aciklarinda biryerlerde Doktor olacagini
bachesinde tavuklari,
pacali horozlari,
17 zeytin agaci
4 badem agaci
3 incir ve bir nar agacinin olcagini
ve karsisinda onu cevreleyen yuzlerce ada
hic gitmedigi

hersey bir sekansta gozlerimin onunden gecerken
gozlerimi actigimda
elimi tutuyordu
hicbirsey olmamis gibi davrandik
kuzenim disarida bizi bekliyordu
hicbirseyin yok dedi
bir kas incinmesi
bir losyon, bir pomad,
bir kas gevsetici

neye yarayacakti tum bunlar
gecen yillara
yoksa
hislerimi unutmama yardimci olmaya
unutmaya mi?
yoksa bir buyu ilaci mi vermisti?
yillaraca tasimama


baska? elimden gelen ?
eski 45likler
Ege ve Defnenin fotograflari
Rebul kokan teni

Yakisikli coban Paris nerede?
Akhillus'u kim oldurdu? Neden?
kafamdan gecerken tum hikayeler
birden dogrulup.....

Nejat neden beni sana getirdiler diyorum?
Nejat gulumsuyor
yanima uzaniyor
simsiki sariliyor
kalbi yerinden cikacak adeta

Nejat doktor agliyor,
elleri anlatiyor
telefon caliyor
acmiyor
camlar arasinda
circir boceklerinin sesleri
elleri terliyor
lavanta kokuyor teni
bir sure oylece kaliyoruz
bu onu son gorusum
onunda beni son gorusu oldugunu geciriyoruz aklimizdan

kalkiyorum o hala sedyede uzaniyor
gozleri acik
ve mavi
bir kitap sikistiriyorum basucuna
icinde kucuk bir adamin
kucuk hikayeleri olan

sirtim donuk
gozleri sirtimda
benimse rihtimda
yara izlerime dokunuyor
bir cizik daha beliriyor
belirsizce
cikiyorum odadan


aylar geciyor
guz, ilk yaz
sonra
yine yaz, yine guz
yine ilk yaz.....

Ege cok uzak,
Zeytin tarlalari cok uzak
Dayim Oguz cok uzak
kirpiler yok etrafta
ne de sakizli corekler
ne de sutlu borek tatlisi....

7.Avenue'deki dairemden
Central Park pekte secilmiyor
O yaz Brighton Beach'te bir Rusla geciyor hayat
D Treniyle eve donus yolculuklari
Park'ta Alice'le bulusmak
Wayne'nin dim sumlari,
Angelique'te kucuk atistirmalar

gecelerdir ayaktayim,
yaz firtinasi tozu dumani supuruyor
planim butun bir geceyi bir kitapla sabahlamak,
biliyorum annem o gece aramaz
lepidopterist Stuart tatilde
o gece The Bronx'taki Moore heykelleri kaldiriliyor
telefon caliyor kafamdan gecenlerle birlikte
uzun uzun caliyor,
yine bir satis hatti olmali

ahizenin ote ucundan yanit yok
dinliyorum....
bir cir cir bocegi sesi,
sacmaliyorum,
hat dusuyor,
telefonda bir mesaj
seni yolun karsisinda bekliyorum
pencereye yoneliyorum
bir siluetin disinda hicbirsey goremiyorum
yagmur yeniden bastiriyor
telassiz
adam oylece bekliyor
ben telasli
kaldirimi geciyorum
nefessiz kalmisim biran
yabanci adamin yuzunu secmekte zorlaniyorum,
elimi tutuyor o an
Dr.Nejat
ruzgar savuruyor saclarini,
yagmurdan islanmis ustu basi
buz gibi elleri
biraz deniz,
biraz sakiz,
biraz tutun,
biraz lavanta,
biraz da buyukbabam kokuyor...oylece kalakaliyoruz,
Ayvalik kokusu,
bir de bendeki ozlem kokusu sariyor etrafimizi
elindeki kavanozu uzatiyor,
yavasca araliyor kapagini
bir circir bocegi,
sisst cok yorgun diyor,
jet lag, gulusuyoruz
gunes yeniden araliyor kentin sokalarini
bir elimde circir bocegi
digerinde Nejat'in eli
New York, New York.......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder