30 Temmuz 2011 Cumartesi

Hollywood Cerise & ….Sky with Fuchsia Stripes......

ben bugun hicbirsey olamadim,
yarin ne olur bilinmez,
gerci birsey olma hevesim,
20 li yillarda bitmisti,
denemeler gereksizdi,
bosluklar doldurulmuyordu,

sense meshur bir politikaci,
oynadigin rollerin son perdesi,
hic bitmeyen,
ilk gunden beri….

sana pekte yakisan,

tiyatro banelligine bulasmadan,
dekadans olmadan
sen farkinda kilmadan,
sen farkindaliginin farkinda olmaksizin
yercekimi kirilmadan,
elin kimildamadan,
hakikat kizil bir adam,
kendini yankisiz kilmadan,
yakisiz
yakisiksiz
esrik ...ve
eksik.....


aslinda arena ayni,
pazar islak bir ogle sonrasi,
Hollywood Cerise.....

ben mutluyum,
yazarken olesiye…..
peki ya sen

bilmem begenirmisin,
semizotu salatasi,
bilinmeyen bir vals,
radika,
fuxia cizgilerle orulu bir gökyüzü,
deep fuchsia ile pale fuchsia
arasinda gidip gelen.....
ay ciceklerinden olusan bir sonat,
ve carpaccio’dan
olusan bir menu var,

baska birsey yok,
yoksa yok
aliskanliklar degismiyor,

ben bugun hicbirsey olamamanin sensizliginde……

Istanbul &London,  jan7july, MMXI & c.cerit

Kurbagalar Vals Yapiyor Otto Wagner Tapinaklarinda.....

Garp cephesi hareketsiz demek,
Simal ruzgarlari esiyor bugun,
ben bir yaprak,
sark cagiriyor usulca,
sicak bir kan dolaniyor,
gunlerin ustunde,
Iskender misali,
ilerliyor zaman,
gunesin otesinde,

Ahh Theseus nerelerdesin.....
neden Naxos kadar yakin degilsin......

yaralar Hokkaido aciklarinda,
beklerken bir Rembrandt tablosunun akmis tuvalinde,
yagmur sonrasinda
salyangozlar ilerliyor,

mavi bir roka emsali,
kurbagalar vals yapiyor Otto Wagner tapinaklarinda,
Seni bilmem,
Ben yokum simdi buralarda,
adini sen koy,
golge,
iklim,
ikilem,
duzlem,
yer degistirirken
bir Selvinin altinda uyurken,
daldigin duslerle,
icinden cikamadigin…………..
girilemez gizil sularin derinliklerinde……..

c.cerit, 7/7 MMXI Istanbull

14 Temmuz 2011 Perşembe

Emirgan

Emirgan


urkek bir yagmur yagiyor,
yasli bir vapur yanasiyor,
bir yaz sonesi Shakespearian,
bir cinar nobette,
yaz yagmuru altinda islanmak ne guzel Emirgan’da


Emirgan’da korkar adam yalinizliginda,
adami kovalar,
tahmini bir menzil boyunca,
icinde tasidigin,
durmadan tasindigin,
ihtiyacin yok bu kalabaliga,
caddeler, cinarlar,
olmayan adamlar boyunca

yagmur yagiyor,
vapur yanasiyor,
bir yaz sonesi Victorian,
bir sedir agaci,
Souad Massi sesiyle buyurken,
Sibilla acarken gozlerini gune,
nar ciceklerinin ezgisi icinde,

iste boyle birsey
yaz yagmuru altinda
islanmak ne guzel Emirgan’da
emirgan / istanbul MMX C.CERIT

Sono una stella

Sono una stella del firmamento
che osserva il mondo, disprezza il mondo
e si consuma nel proprio ardore.

Io sono il mare di notte in tempesta
il mare urlante che accumula nuovi
peccati e agli antichi rende mercede.

Sono dal vostro mondo
esiliato di superbia educato, dalla superbia frodato,
io sono il re senza corona.

Son la passione senza parole
senza pietre del focolare, senz'arma nella guerra,
è la mia stessa forza che mi ammala.
     
                                                             Hermann Hesse

deniz saclarin ucusurken.....

ben senin militan ruhunu sevdim,
deniz saclarin ucusurken......

Alfama/ Lisboa & MMVI, c.cerit

Eflatun bir geceye uyanirken.........

Cihangir"e uyanis,
caminin bahcesinde tanimadigim
uyuyan adamlar var,
bir anlik bir cekince yasiyorlar,
sonrada kaldiklari noktadan kent ruyalarina daliyorlar,

oysa ben
kac gundur uykusuz
yaziyorum gormek istedigim ruyalari yatagima,
belki biri yanitlar,
uyuyamiyorum bu utanc ulkesinde,
kendi topraklarinda surgun olan aile bireylerimin sefaletini dusundukce,
uyuyamiyorum Sebahattin Ali sonrasi,
uyuyamiyorum leylak geceleri sonrasi,
ben morsalkim bir hayali terkederken,
uyamiyorum gunesin dogusuna taniklik ettikten sonra,
Roma'da , Cesme'de ve Avignon'da
uyuyamiyorum seffaf mercan kayaliklarinda teninle bulustuktan sonra,
uyuyamiyorum Baso'nun yastik hikayelerini dinledikten sonra
uyuyamiyorum kendimi bildim bileli
uyuyamiyorum kendim oldugumun farkina dustum duseli,
uyuyamiyorum annnemin elini tutmadan yillardir,

herneyse, uykularini bolmedin kendi duslerim ugruna,
Onlarin duslerine ortak olamam,
ama kediler ve agaclar benimle
bu kurtarilmis kucuk camii avlusunda.....

sicaktan bir sis bulutu sariyor bogazi,
gun geciyor
uykusuzluk nobetleri gecmiyor,
kafam bir dunya,
gecenin bir yarisi
galata koprusunun curumekte olan yikintilari
arasinda biryerlerde
bir takaya atliyorum
sarayburnu aciklarinda
hersey duruyor,
yer ve gok
mavi ve mavi
yildizlar suyun icinde
su yildizlarin icinde
oylece parliyorlar
suretleri kavusuyor birbirlerine

futursuz bir manifesto gelip oturuyor
futurist bir eksene
atonal askimizin icerigiyle,
cakismayan bir eksende
nedensizliklerimi koyamiyorum hicbiryere
Tempo perdida caliyor,
portekiz huznu kapliyor,
sarkinin bende yarattigi derinligin,
ustune bir de,
elimdeki bos yazilmamis sayfalar ekleniyor
kirik bir guguk kusu,
ve bir Chagall desenli kravat,
sayfalar elimden ucuyor
birer Chagall kusu edasinda
sahipleri coktan uyumus
denizin ortasinda
yuzlerce sahipsiz bos sayfa
bulusuyor
Bogazin martilariyla......
ben eflatun bir geceye uyanirken.......................
................ikisinin arasinda kalan bir ben
Cihangir & Karakoy - MMX C.CERIT

Alsancak Gar'inda metal bir portakal tadi…..

.......................................................
raylarda yankilanan bir erkek huznu,
gectigi istasyonun adini hatirlamaktan uzak,
olgunlasmamis soguk bir seftali,
sefkat istasyonundan gectiginden bihaber,

yitirilmis erkekligiyle bastirilmis kadinligi arasinda,
sanki atini arayan Kral Lear,
ihtiyaci olan teksey bir at,
yasemin gecelerinde bekletilmis,
bir asphalt kenarina birakilmis,
bir gecede…………
lacivert geceyi bolerken bir at,
A horse, A horse, My Kingdom for a horse....

london ^istanbul l'inverno & MMXI c.cerit