26 Kasım 2010 Cuma

Alex....

Chelsea'den geciyordu yolumuz
birbirimizden habersiz,
ara bir sokakta,
aramizda olmayan birseyi
arar bir sekilde yakalmistik birbirimizi
o menekse bir hayaleti terketmis
ben kendimden gecmis
o kendinden vazgecmis
sokaklar boyunca

timsah derili ayakkabilarina
alman aksanina
hollanda pasaportuna ragmen
hicbirsey yerli yerine oturmazken
adini unuttugum bir Hansa kentinde yasiyordu
Lola adinda bir kiz arkadasi vardi,
yinede birseyler havada asili
cekim merkezinin disinda
biryerlerde kosullandirilmisti,

heryneyse,
bu Hansa kentide nereden cikmisti,
oysa ki pekala anlayabilirdim bu susuzlugun rengini,
insan su kenarinda yasarsa,
demek ki susuzluk
bu kadar keskin
ve
yakici oluyordu,

herneyse, timsah derili ayakkabili adamla
ortak noktamiz ne olabilirdi ki?
bunu Nietzche"ye baglamamin yakisiksiz alacagi gibi
sucu Sartre'a yuklememde
pek itibar kazandirmiyordu gozumde

Iste oyle bir geceydi
birbirimizi nedensizce cagirdigimiz
ve sonra nedensizce kayboldugumuz........

Chelsea / London, Ekim 2010, C.CERIT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder