1 Ocak 2011 Cumartesi

hep bir albino kirpim olsun istedim, bilmem neden?

bilmem neden?
jay jay johson gibi birsey olmali,
japone kollu,
ruhu varya yeter,
beyaz tavuskuslari gordum,
ama boylesini
hic gormemistim,
Yuruyorum simdi uzak bir gezegene,
Elimde albino bir kirpi,
Bach dinleyerek yolaliyoruz,


Kar yagiyor,
Ikimizinde elleri soguktan donmus,
Duraklarda kimsecikler yok,

Kent kacmis kendinden,
Gidecek yeri olmayan
Ben ve Kirpi,
Cebimde yolalirken,
Aniden bir sicaklik hissediyorum
Hosuma gidiyor bu ilik batan sicaklik
Hic bir sesi goremiyorum,
Bach ve Albino Kirpi saskin,
Kor olmaliyim,duyamiyorum artik
Soyunuyor gibi mavi bir kara delik
Karanlikta yolalirken kendine
Bilincli bir egri icinde,
Kendi olmadan.....

Galakside bulusamayanlarin bulusmalari icin tasarlanmis
Bir bar var,
Bos yer yok icerisinde
Hincahinc dolu
Anlasilasi degil
Bu durum
Ben ve albino kirpi yine herseyin disinda
Aziz bartolomeo katliamindan kurtulmustuk ya
Cezalandiriliyoruz anlasilan
Kirpi nereden bilsin bu durumlari
Bense yortu kackini
Guluyoruz birbirimize
O mutluluktan
Ben kahirdan
Cig tanelerinden,
Istanbul kackini olmaktan
Sevgilimin Cakmagini kaybetmenin huznunden
Oxfordlu cocuklarla dalasmaktan,
Dalagimdaki agridan,
Paris'te ulusal kutuphanenin duvarlarinda gizlice sevismekten,

Liste uzayip gidiyor
Elimden kalan birsey yok
Ben ve albino kirpi
Hooper tablolarinin yarattigi bosluga
bir de Bruegel imgelerimizi ekliyoruz,
kisacasi, sizin anlayacaginiz,
aratmiyoruz,
basibos, koreden vesveseli hallerimizi,
ic cekisler koprusunde coktan terkettigimiz,

David kani tasirken
Kar yagiyor
Albino kirpi
Cebimden dusmus olmali
hay aksi,
Bulamiyorum, bulamiyorum
beyaz bir korluk kapliyor basimi,
Karda herseyi yitiriyorum.............

2010 & OCT, LONDON, C.CERIT

14 Aralık 2010 Salı

Satsuma aksaminda

Thames kiyilarinda terkettim seni,
Hermos kiyisinda bosuna bu bekleyis,
teselli edermi pessoa siirleri,
lizbon'un merdivenleri,
cafe brasileira, tejo,

tescilli bir ezber oyununa bilincli bir suruklenis,
alfama yokusuna dusen bir begonvil,
bir Lizbon aksaminda,
telefonda annemin sesi,

seni sevmenin saydam butunlugu icinde,
bir balad yaziyorum
yuzyillardir suregelen hukumlerin ustune,
tarihsel bir seruvenin taniklarini secerek
yikintilari sevmenin izlerini surerek
ustlerine adlarimizi gecerek,
sonrasi yok

ben bir Kyoto aksaminda,
Hiroshige'nin koprusunde
Van Gogh'la selamlasiyoruz,
yakasinda arles'dan koparilmis bir limon cicegi....
bir satsuma aksaminda....

Eylul olmali,London& 2010,C.CERIT

Bu boyle olmuyor............

uykum var
kac gundur ayakta,
adini sayiklamaktan bitkin,
adina uyanmaktan yorgun,

gunler gunleri takip ederken
araya giren Borgesvari labirentler,
Burgazada'daki Barmitzva,
Davit ve Gilda,
faytonlar,
badem sekerleri,
yaz dugunleri,
beyaz takim elbiseli mavi biyikli adamlar,
Rabbi Izak'in buyukbabamdan sozedisi,
sonra rotorlu kalkan banliyo trenleri,
onlarin sapkali konduktorleri,

yedi temmuz,
Endymion
iskelenin onunden gecen Rum Bandrali sileb,
Florya koskunun curumekte olan iskelesi,

iskelede buyukbabamin hayaleti,
iskelede iskemle
ve o,
oturdugum iskemleden
gorebildigim kadarini gordugum gercek,...

hikayenin burdan sonrasini sevmiyorum aslinda,
gundelik seylerin cekiciligine kapilmisken,
sonra ansizin sen cikip geliyorsun,
bir turlu seni iskartaya atamiyorum,
bir turlu seni ekarte edemiyorum,
neden boyle?
neden sensiz olmuyor?
sen kalemimde,
sen tenimde,
sen dilimde,
sen gozlerimde,
sen heryerdesin.............

bilmezsin hic, beni kirgin biraktin,
beni kirdin biraktin,
beni kizgin biraktin..........

hic olmuyor, bu boyle olmuyor,
"aramizda yasemin kokan
yildizli geceler var"..........

2010, Antigoni'de bit yaz aksami, C.CERIT

Taya Tan

bir muzik geciyordu omrumuzden,
icinden,
icine alamadigimiz seyler gecen,
adam akilli
asili kalirken,
hersey bir Fildisi Kulede
bir çiğ tanesine donusurken,
duserken,
gozlerinden,
sogukta ellerin usuyor olmali.........
buharlasiyor portren,
portmantoda asili
ceketin gitmis,
kokun dolaniyor
salonda yukselen muzikle birlikte,
taya tan, taya tan, taya tan....................

Nov. 2010, London & Bath C.CERIT

http://www.youtube.com/watch?v=88UA_gIRyZQ&feature=related

10 Aralık 2010 Cuma

bugun agladim , agladim.....

bugun agladim, agladim,
ama buyudugumude anladim,
sonunda, icimi sonsuz bir huzur kapladi........

30 Kasım 2010 Salı

CHELSEA'de yagmurlu birgun

ozeniyor gibisin,
hicte alisik olmadigin
bir sonbahara yaklasirken....
Prince Albert koprusunde

gokyuzu kizil ve yagmurlu
kizilcik receli hala dudaklarinda,
elinde turuncu bir semsiye,
alip basini gidiyorsun,
oyle bir basina,

Ballard okuman yalan,
Shanghai hikayeleri bosuna......

kopru kapatilmis,
tonajlari belirtilmis
gece butunuyle sana ait iken,
yagmur siddetini yitirirken,

Ne ariyorsun guneyde
sonra batida
suc sende,
baskasini suclaman bosuna

yalanlarin kendine,
suskunlugun kendine,
kalemin kendine

gectigin kopruler yetmemis besbelli,
jazzy bir gece seni beklerken,
sen cok uzaktasin aycicegi tarlalarindan,
Prince Albert Koprusunde bu bekleyisler boyunca....

October 2010 & Chelsea / London

Pink wings of Jane Austen

dort bir yana dagilmistim,
kendimi toplama endisesinden uzak,
Jane Austen romanlarinda
pembe kanatlarimda vurulmustum

giderek Thames uzerinden uzaklara
suruklenirken
pekte tahmin etmekte zorlanmadigim yarina,
gereksinim duymaksizin gerekliliginin yaninda,
simdi ozlem duymuyorum hicbirseye,

dun Angel'da bir adam gordum
bobrekleri elinden alinmis,
su kenarinda unutulmus,
Kanal oylece akarken kendine,

portakal baharlarina hazirim simdi,
sen olmadan da basarabilmenin anlamsizligi,
icimde sonsuz bir kis uykusuna yatmanin
dayanilmaz arzusu

sonra o uykudan uyanis,
annemim sesi,
hersey guzel olacak,
hersey guzel olacak.....................

Istanbul / 2010 C.CERIT