16 Şubat 2011 Çarşamba

paddinton'da bir tren kestane kisinda.....

soguk,
kar yagiyor mudur oralarda da?
gecen gun kestane kokusuyla sarsildim,
anladim ki kis gelmisti,
ellerim tipki cocuklugumdaki gibi,
soguktan usumus,
kapkara olmus,
kestanelerin sicakligiyla
gecici bir rehavete suruklemisti beni......


daha kotu seyler gormustum,
ya da gormeden kendimi kotu hissettigim,
arasindaki terk fark
kendi farkinin kendinden once gelmesiydi.....


bugun bir Nijinsky portresinin onunde durdum,
sonra kendime soz verdim,
sonra anneme soz verdim....
sonra hicbirsey olmamis gibi yoluma devam ettim,

aslinda hicbirsey olmamisti,
annemin mandolini biraktigi yerde duruyordu,
en sevdigim turunc receline hickimse dokunmamisti,
gunes yine ayni saaatlerde dogup batmisti,
bir iki dakikanin pekte bir onemi yoktu,
yasli postaci yine utusuz gomlegiyle gecti sokaktan
kaldirimdaki karo taslar arasindaki cizgilere basmadan ilerliyordu yillarca, 
gittigi terapistin hicbir faydasi olmamisti anlasilan......

sonra kucuk oglan,
yine corapsiz citlere asilarak,  bahcede oynuyordu,
ve babasi yine eve gec gelmisti........
kucuk prens baska bir gezende mutluydu,
paddington'dan tren zamaninda kalkmisti....
hersey yolunda gozukuyordu.....

degismeyen tek sey
yildizlarin konumlari disinda.......
benim hallerimdi.............

 londres- icimdeki gariplikler hic bitmiyor,MMXI,  C.CERIT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder