15 Temmuz 2010 Perşembe

Bezelye Çiçeği ve Robin Goodfellow

Bezelye Çiçeği ve Robin Goodfellow

Parkta, yaz ortasinda, haziran sicaginda, gunes batmak uzere, circir bocekleri yeni bir senfoni arifesinde, manolya rahiyasi altinda ilerliyorum, kafamin icinde binbir hikaye geziniyor yol boyunca icinden kendimi cekip cikaramadigim…..
palmiyeli yol arkamda kaldi, artik camlar altinda kristal igne yaprakli bir gelecegin izlerinin heyecani sararken, buyudugumuzun resmi taniklarinin resmi gecidi icinde, ilk heyecanlarin mabedine bir an once ulasma heyecani kusatiyor dortbir yanimi…..

kucuk golette kurbaga resitalleri, birden albino bir tavuskusu karsi kaldirimdan suzuluyor, hicbirsey sasirtmiyor beni bu kucuk dunyada, birazdan yasanacaklardan bihaber, sicakligin kendinden gecmis halleriyle basetme ile cocuklugumun anilarinin pamuk helva katmanlari arasinda gidip geliyorum, hicbirseye aldiris etmeksizin…..

herneyse hikayemize donelim, eskiden kucuk bir Odeon vardi, gul bahcelerinin icinde, birbirimize oyunlar oynadigimiz, kimi zaman sen Puck rolunde, kimi zaman ise ben mor salkim perisi , bazi anlar ise pekte hatirlayamadigim hangimizin Robin Goodfellow ya da Robin Starveling oldugu……ama en cok Bezelye Çiçeği rolunde kendimi iyi hissederdim......bir Felix Mendelssohn bestesine paralel....
Sonra bir gun dogudan gelen vahsi kavimlerin adamlari, bir emirle Odeonu yerlebir etmisler, , o yaz gecelerinde gul kokan Odeon’da geriye, ne gul kokusu, ne yagmur sonrasi resitallerinin vazgecilmez konuklari adam akilli islanmis salyangozlar, ne kurbaga prens olduklarini unutmus kurbagalar, ne sarhosluklarimizin tatli buseleri, nede gul kokan Shakespeare soneleri kaldi....geriye kalan kocaman tas yiginlari ve onlari cevreleyen yalnizliklar icindeki cirkin adamlar, hatiralarin bile yasamasina izin vermeyen.....c.cerit 2o1o July

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder